Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Ocak 2013 Çarşamba

GARİP Bİ RUH HALİDİR BU

Ne sıklıkta kendinizi yalnız hissedersiniz? Ailenizle, arkadaş çevrenizle, vs. sıkça vakit geçirseniz bile puzzle'ın bir tarafında bir eksiklik olduğunu hissettiniz mi?

Sorusu bile mantıksız aslında değil mi? Öyle ya, insan daha dünyaya gelmeden evvel yalnızdı. Kabre konduğumuzda da yalnız olacağız. O zaman ne diye kendini avutuyorsun yok çevrem geniş, yok sosyal olma çabaları, face'te beni beğen diyerek tanıdık veya tanımadıklara ima yollu yalvarmalar... Neyin peşindesin? 

Sizi bilmiyorum ama, açıkçası insanlarla haşır neşir olmak bana huzur vermiyor. Tabi bu durum tanıdığınız insana göre değişir. Mesela kimisi var, son teknoloji tedavi yöntemleri bile ruhunu iyileştiremez, öyle iyiler... Veya sen onun o kadar iyi olduğuna hükmetmişsindir de aslında sadece bir oyuncudur o. Sizin hayatınızda kaç oyuncu var böyle? Peki siz bu hayatta oyuncu musunuz? Herhangi bir menfaate dayalı olarak yalanlar döşeyip rol keser misiniz? Mesela televizyonda kafalarının üzerine füze çarpan, uzuvları dört bi yana dağılmış insanları görüp de gözleriniz yaşarır mı? Peki sonra bu savaşlara sebep olanlara yatırım yapan şirketlerin ürünlerini satın alıp, bir nevi o savaşların destekçisi mi olursunuz? Coca Cola, Mc Donalds, Starbucks, Tommy Hilfiger, ve daha nicesi hayatınızın vazgeçilmezi midir? Sorsan herkes mert insandır, özü sözü birdir. Kimse yoğurdum ekşi demez ya hani o hesap. Soruyorum şimdi sana ben böyle insanlar neden vakit geçireyim? Sonra yabani diyorlar. Yozlaşmaktan kaçmak yabanilikse sapına kadar yabaniyim, var mı? Bu söylediğim zaten tek bi örneğiydi, daha neler var neler... Siz de iyi biliyorsunuzdur zaten. 

Peki siz kaç hayal kırıklığı yaşadınız? Kaç yaşındaydınız toz pembe renkli gözlüklerinizi artık çıkarma vaktinin geldiğini anladığınızda? Bazen direniyor insan, çıkarmak istemiyor o gözlükleri. Neden biliyor musunuz? Belki sırf güvenmeye değecek insan vardır, sırf onun hatrına, hani olur ya belki karşınıza çıkar umuduyla uzun yıllar boyunca önünüze gelen her insana hüsnü zan edebilirsiniz. Ve sonra olacak olan olur ve hayal kırıklığına uğrayan gene siz olursunuz. Gece yatağınıza uzandığınızda göz yaşlarınızın ıslattığı yastığınız olur, o kişinin omzu değil. Siz kaç kalp kırıklığı yaşadınız? Değer vermedikleriniz zaten zarar veremez size orasını biliyoruz da hani değer verdikleriniz var ya. Onlar kaç kere canınızı yaktı? 

Hümanistler taşa tutacak beni. Varsın tutsun. Yazdıklarımın hangisinin aksini iddia edebilirler? Hepsi gerçek işte, sizin de başınıza gelmiyor mu sanki?

İnsanların ikiyüzlülükleri hayattan bezdiriyor. Hele iş hayatında bunu fazlasıyla görmek mümkün. Ne olur üç kuruş menfaatine karşındakini satmasan? Ne olur yani? Bi yerin mi eksilir? Ne yani... Yeni insanlar tanımak istemiyorum, tanıdıkça zarar görecekmiş gibi oluyorum. Ruhumun bir parçası daha eksilecekmiş gibi hissediyorum. Hatta bazen avlanıyor gibi hissediyorum. Yanlış anlaşılmasın, hakaret, küfür vs. içermeyen her türlü eleştiriye açığım sayın okurlar. İnsanları dinlemeyi de severim, bana kendinizden bahsedin. Fikirlerinizi bilmek istiyorum. İnsan dinledikçe yeni ufuklara yelken açabiliyor, böylece tarafsız bir biçimde olaylara bakış açın artıyor. 

Burada noktalayayım artık sayın okurlar. İlk siftahı da yaptık hayırlısıyla :) dediğim gibi hakaret ve küfür harici eleştirilere açığım. Biz de insanız, olacak hata. Hele ben var ya baştan ayağa kusur yumağıyım ya her neyse konu konuyu açıyor, onu da başka bi yazıda anlatırız, taam susuyorum, hade güle güle. Başka bi yazıda görüşmek dileğiyle.




Hiç yorum yok: