Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Aralık 2013 Pazar

THE ILLUSION OF FREE CHOICE

Selam aleyküm sayfa ziyaretçileri, burayı baya bi boş bıraktım. Özlemişim yazmayı. Aslında yazacağım öyle çok şey var ki. Çalışmaya başladım ve konular hakkında araştırma yapmam için pek zamanım olmuyor. Ama elimden geldiğince devam edeceğim inşallah.

Biraz gündemle alakalı konuşmak istiyorum.

Benim cemaatte 7 senem geçti. Evet, tam yedi sene. Başlarda güzeldi, iyi gidiyordu. Evlere gittiğimde bana kardeşleri gibi davranıyorlardı. Zaman, sızıntı vs. abone olayım diye yakama yapışıp kafa ütülemiyorlardı. İnsanların tek derdi Allahı anlatmaktı. Cidden böyleydi bak, şimdi bakmayın böyle amacından saptıklarına. Başlarda hakkaten Allah rızası vardı. Şehir değiştirdim sonra, bu sefer işler başka türlü olmaya başladı. Yani dini sadece milletten para toplamak zanneden yiyiciler türedi cemaatte. Son iki sene, ama özellikle son senemde, cemaat denen şeyin şirket haline geldiğini gördüm. Ve terk ettim orayı. Şerri hayrını aşmıştı. Ve ne biliyor musunuz, siz cemaatten ayrılınca da sanki ahiretinizi kaybetmişsiniz, kötü yola düşmüşsünüz gibi de arkanızdan konuşup, öyle muamele ediyorlar size. Hiç tınımda değil ya, muhabbet oradan açıldı diye yazıyorum. Neyse, ben bu cemaatte kalırken fethullah gülene pek ısınamamıştım açıkçası. Kafamda onunla ilgili sorular vardı. Soruları sorduğumda tatmin edici cevaplar alamıyordum. Benden sorgusuz sualsiz onun dediklerini yapmam dahi beklendi. Sadece Allahın ve peygamberimizin sav. sorgusuz sualsiz emirlerine itaat edilir. yani fethullah gülen kim oluyor ki? Bediüzzamanı ise çok sevmiştim. Nedense kafamda onunla ilgili pek soru takılmıyordu, hele hele risaleleri okuduktan sonra. Söylenmesi gerekenler tak-tak-tak aynen söylenmişti kitaplarda. Üzerine yorum bile yapamam. İslamla ilgili kafanıza takılan her soruya cevap bulabiliyordunuz. Evlere gittiğimde rafların en üstünde risaleler, ikinci ve üçüncü raflarda ise pırlanta diye tabir edilen fethullah gülenin kitapları dizili olurdu. Hani bir nevi önem sırası. Cemaatte geçirdiğim son senelerde sıranın tam tersine döndüğünü fark ettim. pırlantalar üste çıkmış, risalelerin de sayısı azalmıştı. Kamplarda ise risale yerine fethullah gülenin kitaplarına ağırlık verilmeye başlanmıştı. Fethullahın kitaplarını okuyalım diye bildiğiniz zorluyorlardı yani. Neden risale okunmadığını sorguladığımda anlaşılması zor olduğunu, pırlantaların zaten risale açıklamaları olduğu söyleniyordu. Nelerden mahrum kaldıklarını, ne güzel şeyler kaçırdıklarını bi bilselerdi... Halbuki anlaşılmayacak birşey yok, anlamıyorum deme, üşeniyorum de, o daha doğru. Üniversitede latince osmanlıca kitapları çözmek için 4 seneni harcıyon da bu mu zor geliyor? Yapma Allah aşkına bi git yaa..

Acınası haldeydiler bana göre. Şahısları putlaştırmışlar ve bu tür dalalette oldukları için islamın güzelliklerinden mahrum kalmışlardı. Allah bilerek isteyerek dalalete sapanı mutlu etmiyor ki. Yalnız kaldıklarında ağlarlardı biliyorum. Doğru yolda olduklarını zanneder, aslında hiç de mutlu değillerdi. Halbuki doğru yoldaysan, doğruyu bulmuşsan, mutlu olman gerekir, hayatından keyif alman gerekir öyle değil mi? Bunlar öyle değildi işte. Ve buna rağmen, düşün yani buna rağmen yav bu işte bi yanlışlık olabilir mi demezlerdi. Gözleri kapalı itaat ederlerdi. Günler böyle geçti. Her geçen gün daha da yozlaşıyordular. Ben dayanamadım bigün bastım gittim ayrıldım onların evlerinden. Ben gittikten sonra durumun daha da kötüye gittiğini iştim hep. Zaten cübbeli de demişti aynen dediği çıkıyor bakın:


Aynen dediği gibi tutmadı. Gelelim günümüze. Dönen dolapların özeti şöyle benim gözümden: Ak parti yüzde elliye sahip diye kasıntıya bağladı. Cemaat de ben olmasam o yüzde elliyi alamazsın diye yarışa girdi bununla. Neyse al gülüm ver gülüm olayları, sonra Ak parti dersaneleri kapatma mevzusuna getirdi işleri. Cemaate çok koydu tabi. Chp de durumdan faydalanmak istedi, baktı cemaat kesiminden oy boşluğu çıkıyor, hemen onların lehine açıklama yapmalar felan. Maksat boşluklar dolsun, kimse boş oy kullanmasın. Neyse cemaat de sen misin dersane kapatan deyip Ak parti’ nin tüm kirli çamaşırlarını ortaya serdi. Ve kanıt diye gösterilen fotoğrafların da hepsi sahte. Zaten fotoğraflar hiç de öyle gizli çekim durmuyordu belliydi zaten. Bildiğin adamların gözünün içine baka baka çekmişler.
Yav bi insan nasıl bu kadar çabuk unutur geçmişini? Nerden nereye geldiler? Nerde Allahı anlatma davası, nerde ayak kaydırma entrikaları? Rabbim sizi ve beni  yozlaştırmaktan ve elde ettikleriyle şımarmaktan muhafaza etsin. Görüyor musunuz nasıl unutabiliyor insan geçmişini? Araçların amaç (para) haline geldiğini görüyor musunuz? Tam ibretlik bunlar.

İşte efendim Ak parti olmazsa Chp olsun. O da olmazsa Mhp. Alıyorlar işe yaramaz adamları önüne dayıyorlar buyur seç birinden birini. Hayır olmaz efendim. Başka ülkelere bağımlı olduğumuz sürece, yozlaşmaktan vazgeçip özümüze dönmediğimiz sürece, kula kulluk yaptığımız sürece bu memleket düzelmeyecek. 



Hee bu arada, İki asfalt döşeyip bir iki köprü baraj yaptırmakla da memleketin refah seviyesi yükseldi olmuyor. Siz önce bana toplanan vergiler nerelere harcanıyor onun hesabını verin. Asgari ücretin satın alabilme gücü yükseldi mi onu söyleyin. Suriye’ ye neden bunca harcamalar yapılıyor bana onu söyleyin. Göstermelik bir iki yapı-inşaa bilmem nesi yapıp al bak hizmet ediyoruz olmuyor. Ben bi düzelme göremiyorum ülkemde. Yalancı sayısı artıyor, paraya tapanlar artıyor, lükse heves artıyor, artıyor babam artıyor. Şükretmek nedir unutulmuş. Eşya eskimeden hemen gidip yeni çıkanını alıyorlar. Milletin bu huyunu bildiklerinden dayanıklı eşya da üretmiyorlar. Ne hale geldik. Tüket tüket tüket. İnsanlığı tüket. Çevreyi tüket. Para kazanma hırsına kendini tüket. Lanet olsun böyle hayata? İnsanlar köylerindeki huzuru bırakıp, lüksün peşinden koşmak için şehirlere geldiler ve şimdi huzur arıyorlar.

Valla ne yalan söyliyim, ben pek umutlu değilim memleketimden. Vatanımı çok seviyorum ama milletimi değil. Çünkü milletim dalalete saplananın arkasından koşarak gidiyor. İşine geleni görüyor. İşine gelmeyince kılıf uydurup kendini haklı çıkarıyor.
Allah bizi muhafaza etsin, sade hayat yaşamaya bizi sevketsin, dünyevi lüksten ve hırstan bizleri korusun. Amin amin amin…